Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.72
  • ALTIN
    2399.9
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61585.36$

YEREL DEMOKRASİ, KATILIM ve KENT KONSEYİ

14 September 2022, Wednesday 12:35

 Kent konseyi “ortaklık” modelinin uygulanmaya çalışıldığı, katılımcılık, demokrasi, yönetişim özellikleriyle yerel demokrasiyi güçlendirme aracı özelliği göstermektedir. İçinde barındırdığı yönetişim vb. özelliklere sahip mekanizmalar olup; yerel yönetimleri, halkı ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirip iletişim haline sevk ederek ortak bir yönetim modelini sağlamıştır.

           Yerel düzeyde demokrasinin gerçekleşmesinin koşullarından en önemlisi yerel ölçekte etkin katılım mekanizmalarının varlığıdır. Kent konseyleri söz konusu katılım mekanizmaları içinde önemli bir yere sahiptir. “5393 sayılı Belediye Kanunu”na göre; “kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi”, “kentin hak ve hukukunun korunması” ve “sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini” geliştirmek kent konseylerinin işlevleri olarak sıralanmaktadır. Çünkü ilgili yasa kent konseylerine demokrasinin ve katılımcılığın gelişmesi açısından önemli sorumluluklar yüklemiştir. Bu sorumluluklar kent konseylerini yerel düzeyde karar alma süreçlerinde bir aktör haline getirmektedir.

            Kent konseyinin katılımcılarına baktığımızda; konseyin kentte yer alan tüm paydaşlar tarafından meydana getirilen bir platform olduğunu görmekteyiz. İlgili kanuna göre konsey; “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasî partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla” meydana gelmektedir.

        ilk sırada görevleri; “yerel düzeyde katılımın”, “hemşehrilik hukukunun” ve “ortak yaşam bilincinin” geliştirilmesi olan kent konseyi;  kente ilişkin konularda taraf olmak ve çocuklar, kadınlar, gençler ve engelliler gibi dezavantajlı grupların katılımlarını güçlendirmek, kente yönelik sorunları ve görüşleri ilgili makamlara iletmek de görevlerindendir. Yine, saydamlık, şeffaflık, katılım, etkinlik gibi yönetişim ilkelerini kent düzeyinde geliştirmek ve bu ilkeler çerçevesinde tüm paydaşların gelişimlerine katkı sağlamak ve sürdürülebilir kalkınmaya uygun çalışmalar yapmak da kent konseylerinin sıralanan görevleri arasında yer almaktadır (Kent Konseyi Yönetmeliği, 2006, 6. Madde).

        Kent konseyi ayrıca kent bilincinin gelişmesine ve kentle ilgili her konuda ortak akıl oluşmasına zemin hazırlayacak bir mekanizmadır.

            “Yerel yönetimlerin halkın kendi kendini yönetmesine olanak veren kurumlar olması”, yerel yönetimlerin “demokrasinin ilk aşaması” olarak görülmesine yol açmıştır. Yerel demokrasinin geliştirilmesinde en önemli ölçüt, yerel halkın kararlara yaptığı katkının derecesidir.  Bu  katkı  ne  kadar  fazla  ise,  yerel  demokrasi  o  oranda  gelişmiştir. Türkiye’de  Yerel yönetimlerin  mevzuatında,    son  yıllarda  yapılan  değişikliklerle,  hemşehri  hukuku,  stratejik  plan hazırlanması, belediye hizmetlerine gönüllü katılım ihtisas komisyonların kurulması ve kent konseyleri, halkın yerel yönetime katılımına fırsat vermektedirler.

       En önemli noktası Gönüllük temelinde çalışan, bütün hemşehrilerin özellikle, dezavantajlı gruplar sayılan kadınların gençlerin ve engellilerin çalışmalara dahil edildiği, katılımcı platform olarak kente hizmet vermesidir.

   Kent konseyi yerelde toplumsal uzlaşmayı sağlayacak platform özelliğini taşımaktadır. Hemşehrilerin siyasi kimlikleri, dini inancı ve diğer farklılıkları gözetilmeksizin, kent paydasında bir araya getiren,  yerel  politik kararların oluşmasına  neden olan  platformlardır. Bu özelliğiyle kent konseyi, toplumsal uzlaşma ve işbirliğini yerelde hayata geçirmesine yardımcı olan demokratik yapıdır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.