Z kuşağını anlamak!

Geçen gün üniversiteli bir gençle sohbet ederken, ağzımdan 'Z kuşağı' sözü çıktı. Gencin tepkisi, 'şu z kuşağı sözünden de midem bulandı artık' şeklinde oldu!

Çok haklıydı...

21. yüzyılda doğmuş çocukları onca beceriksizliğimiz sonucu ortaya koyduğumuz bugünkü hayat şartlarına mahkum etmemiz, üstüne de başka sorun yokmuş gibi onların duygu ve düşüncelirini hergün analiz etmemiz gerçekten de mide bulandırıcı değil mi?

Türkiye'de öteden beri herkesin kendi işini yapmak yerine, üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokmak gibi bir alışkanlığı var. Aslında herkes kendi işini adam gibi yapsa, tüm sorunlar çözülmüş olacak. Ama yok, herkes filozof ya; herkes konuşacak, her konuda fikir beyan edecek ve memleketin sorunları da böylece çözülecek! Oysa kimse işini doğru dürüst yapmadığı için her şey orta yerde durmaya devam edecek.

Geri kalmış ülkeler, insanların gidip sabahtan akşama kadar boş boş oturup ahkam kestikleri mekanlarla doludur. Ortadoğu ülkelerine bakın, hangi ülke ne kadar geriyse o kadar çok kahvehane ve türevleri vardır. Müdavimleri az çalışan, çok konuşan insanlardır. Her gün itinayla memleketi kurtarır ve o günkü vazifesini yapmış olmanın iç huzuruyla akşam evlerine gidip yatarlar!

Yeni neslin artık az çalışan, çok konuşan insanlardan midesi bulanıyor!

Hele de herkesin gözlerinin içine baka baka her gün nice yalanlar söyleniyorsa, her yerde riyakarlık ve iki yüzlülük hakim olduysa, saçma sapan gündem konuları üzerinde herkes tepinip duruyorsa, hiçbir sorun çözülmüyorsa ve her biri daha da büyüyorsa, gençlerin bu olup bitinler karşısında midesi bulanmasın da ne olsun!