Alevlerin Gölgesinde Unutulmuş Bir Kahraman: İbrahim Demir
Bazı yangınlar sadece ağaçları değil, vicdanları da yakar.
Bazı ölümler sessizce geçer gider, ama ardında bir milletin yüreğine ağır bir iz bırakır.
İşte öyle bir gündeyiz…
İzmir Ödemiş’te çıkan orman yangınına müdahale ederken alevlerin arasında kalan bir işçi, bir baba, bir devlet görevlisi, bir vatan evladı: İbrahim Demir.
39 yaşındaydı.
Konya'dan yangınla mücadele için bölgeye gelmişti.
Orman Genel Müdürlüğü'nde dozer operatörü olarak görev yapıyordu.
Kepçesini alevlerin önüne sürerek bir ormanı, bir hayatı, bir memleketi savunuyordu.
Ama o gün, geri dönemedi.
Bu bir ölüm haberi değil.
Bu, görevini son nefesine kadar yapan bir adamın, bu ülkenin bağrında yer eden sessiz kahramanlık hikâyesidir.
Yangınla mücadele etmek, sadece hortum tutmak değildir.
Bu, yeri geldiğinde alevin önüne set kurmaktır.
Toprağın altında hareket eden bir dozerin titreşimiyle, yanmakta olan ormanın içine ilerlemektir.
Ve bunu, çoğu zaman kameraların göremediği, alkışların ulaşamadığı yerlerde yapmak demektir.
Bu topraklar çok kahraman gördü.
Ama bazı kahramanlar, ne üniforma giyer ne de unvan taşır.
Onlar görevlerini sessizce yapar, sonra da toprağın sessizliğine emanet edilir.
İbrahim Demir, işte onlardan biriydi.
Ve biz, onu unutmamakla yükümlüyüz.
Bugün bir kez daha görüyoruz ki;
orman yangınları sadece tabiatın değil, insanın da sınavıdır.
Ve ne acıdır ki bazı yangınlar, kaza değil; kasıtla, ihanetle, bilinçli olarak çıkarılmaktadır.
Bu ateşin fitilini yakanlar;
bir ağacın, bir canlının, bir insanın hesabını nasıl verecek?
Sadece ormanı değil, içindeki tüm canlıları, emekçileri, kahramanları da hedef alan bu alçaklık; artık sadece bir doğa katli değil, bir insanlık suçudur.
Her yaz aynı acıyı yaşamak zorunda değiliz.
Her yaz aynı senaryoyla uyanmak, "yine yandık" demek zorunda değiliz.
Bu ihanet zincirini kırmanın yolu, sadece söndürmek değil, engellemektir.
Ve bunu yapacak irade de, güç de bu devlette, bu millettedir.
Bu yaz, bir yangın daha çıktı.
Ama bu defa alevlerin arasında bir kahraman gitti.
İbrahim Demir'in adı, yangınları hatırlatan bir acı değil;
bir direnişin, bir sadakatin, bir devlet görevine adanmışlığın sembolüdür.
Onunla birlikte mücadele eden tüm Orman Genel Müdürlüğü çalışanlarına, itfaiyecilere, gönüllülere, emeği geçen herkese sonsuz teşekkür borçluyuz.
Zor şartlarda, hayatları pahasına görev yapan bu insanlara gösterilecek en büyük saygı; isimlerini unutturmamak ve görevlerinin kutsiyetini herkesin anlayacağı şekilde anlatmaktır.
İbrahim Demir’i rahmetle, saygıyla anıyoruz.
Onun şahsında, bu milletin ormanlarını, nefesini, toprağını korumak için canını ortaya koyan herkese minnettarız.
Unutulmasın:
Kimi ateşe koşar, kimi sadece seyreder.
Bu topraklar, ateşe koşanları unutmaz.