Çocuklarda Teknoloji Kullanımı: Tehdit mi, Fırsat mı?
Teknoloji, insanlığın üretme ve geliştirme becerisinin bir yansımasıdır. İletişimden eğitime, sağlıktan iş yaşamına kadar hayatımızın her alanına nüfuz eden bu olgu, günümüz çocuklarının gelişim süreçlerinde belirleyici bir role sahiptir. Ancak burada kritik soru şudur: Teknoloji çocuklar için bir tehdit midir, yoksa doğru kullanıldığında güçlü bir fırsat mıdır?
Dijital Neslin Gerçeği
Bugünün çocukları, “dijital yerliler” olarak adlandırılmaktadır. Yani onlar, teknolojinin hızla geliştiği bir dönemin içine doğmuşlardır. Dolayısıyla teknolojiyle ilişkilerini sıfırlamak ya da tamamen yasaklamak mümkün değildir. Hatta bu yaklaşım, çocukların sosyal ve akademik gelişimlerine zarar verebilir. Önemli olan, teknolojiyi doğru, bilinçli ve ölçülü kullanabilmektir.
Ebeveynlerin bu noktada kendilerine sorması gereken temel sorular şunlardır:
Çocuğuma teknoloji kullanımında bilinçli bir model oluyor muyum?
Teknolojiyi bir “oyalama aracı” ya da “duygusal emzik” olarak mı kullanıyorum?
Yemek, ödev ya da davranış için ödül-ceza mekanizmasını teknoloji üzerinden mi kuruyorum?
Nitekim, “Ödevini yaparsan tabletle oynayabilirsin.” cümlesi, çocuğun zihninde ödevi sıkıcı, tableti ise cazip bir etkinlik olarak kodlar. Bu da öğrenme motivasyonunu zayıflatır.
Aile İlişkileri ve Duygusal Yeterlilik
Bilimsel araştırmalar, ebeveyn-çocuk ilişkisinin niteliği ile teknoloji bağımlılığı arasında güçlü bir bağ olduğunu göstermektedir. Sağlam aile bağlarına, duygusal doyuma ve kaliteli vakit geçirmeye sahip çocukların teknoloji bağımlılığı geliştirme ihtimali düşüktür.
Bir çocuğun gelişiminde en temel ihtiyaçlardan biri “yeterlilik duygusu”dur. Çocuk kendini yeterli hissetmediğinde, beynimiz bu boşluğu doldurmak için alternatif yollar arar. Bilgisayar oyunlarındaki “seviye atlama” ve “başarı kazanma” mekanizmaları, çocuğa geçici bir yeterlilik hissi sunar. Bu sırada salgılanan dopamin hormonu, teknolojik bağımlılığın biyolojik zeminini oluşturur.
Özerklik ve Sosyal Çevre
Çocuk gelişiminin önemli boyutlarından biri de özerklik duygusudur. Çocuk, karar verebilme ve kontrol sahibi olma ihtiyacını karşılamak ister. Gerçek yaşamda ailede, okulda veya arkadaş çevresinde baskı ve zorbalığa maruz kalan çocuk, bu ihtiyacını sanal ortamlarda gidermeye çalışır. Oyunlarda “kendi kararlarını alabilme” imkânı, çocuğa özgürlük hissi verir; fakat aynı zamanda bağımlılık riskini de artırır.
Ne yazık ki sanal dünya, zararlı içerikler, riskli arkadaşlıklar ve kontrolsüz iletişim açısından da ciddi tehditler barındırmaktadır. Bu nedenle ebeveyn gözetimi ve rehberliği kritik öneme sahiptir.
Teknolojiyi Üretim Odaklı Kullanmak
Teknoloji, tek başına zararlı değildir. Doğru yönlendirildiğinde;
Eğitici uygulamalar,
Yaratıcılığı teşvik eden dijital araçlar,
Bilgiye hızlı erişim imkânı
çocukların gelişimini destekler. Burada belirleyici soru şudur: Çocuğumuz teknolojiyi tüketim odaklı mı kullanıyor, yoksa üretim odaklı mı? Çocuğun yalnızca içerik tüketen değil, aynı zamanda içerik üreten, öğrenen ve sorgulayan bir birey olması sağlanmalıdır.
Sonuç: Rol Model Olan Ebeveyn
Teknoloji, doğru kullanıldığında çocuklarımız için büyük bir fırsattır. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için ilk adım, ebeveynlerin bilinçli birer rol model olmasıdır. Çocuğun teknolojiye yaklaşımı, büyük ölçüde anne-babanın tutumlarını yansıtır.
Unutulmamalıdır ki, eğitim her zaman ailede başlar. Güçlü duygusal bağlar kuran, yaşadığımız çevreyi doğayı araştırarak eğitim e eşlik eden .yaşamayı teknolojiyi doğru amaçlarla kullanan ve çocuğunu bu yönde destekleyen aileler, teknolojiyi bir tehdit değil, gelişim ve ilerleme adına bir fırsat haline getirebilir.teknolojiyi kullanarak insanlık adına daha faydalı gelişimler ortaya koyacakları dan emin olabiliriz...
Emine SARKIN DURGAY