41,9094 %0,52
48,8706 %0,83
5.727,34 % -1,65
Ara

Aşk’ın halleri…

YAYINLAMA:

 

Hayat, bir karadan başka bir karaya gidilen deniz yolculuğu gibidir. Hepimiz doğar ve gelişir, gençliğin ilk heyecanıyla maceralı hayallere dalar, sonra duygu denizlerine atlar ve yol almak için dayanaklar ararız.
Aradığımız dayanaklardan biri de tutunacağımız bir ruhtur. Çünkü duygu denizinde bir ömür kulaç atmak yaratılışımızda yoktur.
İşte aşk yolculuğu burada başlar...
Aşk kimi zaman durgun ama kimi zaman da dalgalı, fırtınalı bir suda tutunmak istediğimiz dala ulaşma sürecinde verdiğimiz nefesler ve attığımız kulaçlardan müteşekkildir. Aşkın ilk aşaması ve zirve noktasıdır bu…
O dala ulaştıktan sonrası, aşkın zirveden usul usul indiği zamandır artık.  Aşkın gayesi ve zirvesi olan vuslat, aynı zamanda bu esrarlı duygudaki gizemin ve kutsiyetin çözülmeye başlamasıdır.
Aşk tutunulan bir daldır, sonrasında sükunet bulunan bir saldır. Bu sal yalnızlık denizinde boğulmayı engeller, manen hayatta kalmanın hazzını yaşatır ama yolculuğun güvenliği olmasını garanti etmez…
Daha güvenli bir yolculuk için salı kayığa dönüştürmek gerekir. İşte bu, zor ama heyecan verici, tatlı bir telaştır. Duyguların ve heyecanların disipline edildiği, evliliğe giden sürecin telaşıdır…
Aşkı sağlıklı bir evliliğe dönüştürebilmek yürek ister. Salı bir kayığa evirebilmek mertlik ister...
Dayanılacak ruhların önce kendileriyle barışması, dayanmak isteyen ruhlara her daim güven vermesi beklenir. Değilse, değil kayığa dönüşmek, “sal gitsin” denerek akıntıya bırakılacak kütüklere dönüşülür…
Her evlilik, durgun bir suda kayıkla yolculuk anlamına gelmez. Bazen ters akıntı gelir, küreklere asılmak gerekir. Bazen fırtına çıkar, “yelkenler fora” denilir. Aşkın tozpembe duygulardan çoktan arınıp, fedakârlıktan müteşekkil hale geldiği zamanlardır artık… 
Her fırtına bir gün diner, her yelken illa ki iner… Yeter ki sabretmesi bilinsin, ruhların birlikteliği sürsün…
Mutlu bir yolculuk için gösterişli dev gemiler hayal eder kimileri. Oysa yol aynıdır ve yolu kat edecek enerji yüreklerin birleşmesinden sağlanır. Tevekkül, sabır ve iyi niyetle erzak ambarını doldurmuş bir kayık, devasa gemileri geride bırakır çoğu zaman…
Hayat, bir karadan başka bir karaya gidilen deniz yolculuğu gibidir... Bu yolculukta sıkı sıkıya tutunulan ruh, hayatın en değerli varlığıdır.
Yolculuğun her aşaması, aşkın farklı hallerinden başka şey değildir. Aynı karadan birlikte yola çıkıp aynı karaya varabilmek ise en büyük aşka delildir…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *